11 Ağustos 2024 tarihinde Ankara’da vefat eden, Türkiye Yazarlar Birliği kurucu ve şeref başkanı D. Mehmet DOĞAN’ı yarınki kuşaklara aktarmak ve yâd etmek amacıyla “DOSTLARININ DİLİNDEN D.MEHMET DOĞAN” isimli kitabının tanıtımı ve anma programı düzenlendi

Proje koordinatörlüğünü eğitimci Nurten Lahi’nin üstlendiği, Adem Karafilik ve Vedat Güneş imzasıyla, Yükseliş Yayınları arasından çıkan kitapta, 56 ismin D. Mehmet Doğan ile ilgili düşüncelerine yer verildi.

“Dostlarının dilinden D. MEHMET DOĞAN” isimli kitapta Doğan’ın üç evladından ikisinin; Sait Melih Doğan ile Ahmet Emre Doğan’ın röportajları da yer aldı.

Türkiye Yazarlar Birliği D. Mehmet Doğan Divânı’nda gerçekleştirilen kitap tanıtım ve anma programına, Doğan’ın dava arkadaşları, öğrencileri ve sevenleri yoğun ilgi gösterdi.

Şair, gazeteci-yazar Ömer Faruk Arlı’nın sunduğu program, Halit Yıldırım’ın Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ile başlayan açılış konuşmalarında D. Mehmet Doğan hakkındak, düşünce ve hatıralarını paylaşmaları için sınırlı sayıda katılımcıya söz verildi.

“Bu çağ devam etsin”

Kürsüye ilk gelen isim, D. Mehmet Doğan’ın büyük oğlu Ahmet Emre Doğan oldu ve onun kendi çağına damga vuran bir isim olmasından dolayı duyduğu gururu paylaşırken, “Bu çağ devam etsin” talebinde bulundu ve kitapta emeği geçen isimlere teşekkür etti. Daha sonra gazeteci-yazar Fehmi Çalmuk söz hakkı aldı o da Hatay sokakta başlayan serüvenine atıfta bulunarak, kendilerine büyük adam gibi davranan D. Mehmet Doğan ve kuşağını örnek aldıklarını paylaştı.

TYB’nin kuruluşundan ölümüne kadar geçen kırk yılı aşkın sürede yol arkadaşlığı yaptığı isimlerin programda yer alması nedeniyle söz hakkı tanınan bir diğer konuşmacı Ankara Eski Milletvekili Ersönmez Yarbay oldu. Yarbay, Doğan’ın teşkilatçı yanını öne çıkarırken, etrafında halelenen isimler açısından dışa açılan yüzü olduğunu vurguladı. Server Vakfı Başkanı Av. M. Ali Bulut ise onunla tanışmasıyla başlayan yolcuğu aktardı ve TYB’nin günümüze ulaşmasındaki rolüne dikkat çekti.

“Bir Günün Sonunda Arzû”

TYB eski başkanlarından şair Mehmet Atilla Maraş kürsüye geldi ve Karacaoğlan’ın “Yürü bire yalan dünya/Sana konan göçer bir gün/İnsan bir ekin misali/Seni eken biçer bir gün” dörtlüğü ile başladığı konuşmasını, Doğan’ın şiire olan tutkusunu dile getirerek sürdürdü. D. Mehmet Doğan’ın Türk Dil Kurumundan günümüze kadar uzanan hayatında, elli beş yıllık arkadaşlığı sırasında kendisiyle kesişen noktalar ile “Batılılaşma İhaneti” isimli o ses getiren eserin doğuş hikâyesini paylaştı. “Büyük Türkçe Sözlük” isimli başucu kitabına dair detayları aktardığı Konuşmasını, D. Mehmet Doğan’ın çok sevdiği şairler arasında yer alan Ahmet Haşim’e ait “Yorgun gözümün halkalarında/Güller gibi fecr oldu nümâyân,/Güller gibi... sonsuz, iri güller/ Güller ki kamıştan daha nâlân;/Gün doğdu yazık arkalarında!” mısraıyla başlayan “Bir Günün Sonunda Arzû” isimli şiiri ile tamamladı.

“Azalıyor muyuz yoksa çoğalıyor muyuz?

TYB Eski Yönetim Kurulu Üyesi Av. Mustafa Everdi kürsüye geldi ve “Azalıyor muyuz yoksa çoğalıyor muyuz? Ölüyor muyuz yoksa yeniden doğuyor muyuz?” diye söze başladığı konuşmasında: Doğan ile bazı konularda muhalif düşmüş olmalarına rağmen uzun yıllara dayalı dostluklarını bugünlere nasıl getirdiklerini ayrıca, Mehmet Çetin, D. Mehmet Doğan ve kendisinin Mamak cezaevi günlerini konuklarla paylaştı.

“Toprağa gömülen değil, ayakta kalan ölmüştür.”

Şanlıurfa E. Belediye Başkanı yazar, İbrahim Halil Çelik kürsüye geldiğinde; ahirete göç etmiş yazar dostlarına birer Fatihâ gönderildikten sonra. “Toprağa gömülen değil, ayakta kalan ölmüştür.” yaklaşımında bulundu. Çelik, Anadolu alpereni olarak gördüğü D. Mehmet Doğan’ı anlatan kitabın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.

“Filozofça yaşayan bir hakikat yolcusu”

Kürsüye son gelen isim, ASBÜ Rektörü ve TYB Başkanı Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan oldu ve “Türkçe’nin Uluslararası Şiir Şöleni” tüm dünyayı gezen bir faaliyet olduğunu dile getirdi. D. Mehmet Doğan’ın vefatından sonra TYB’nin gerçekleştirdiği tüm faaliyetleri, mezarı başına giderek aktardığını, bunu da bir vazife olarak gördüğünü paylaştı. Fikrî takipçisi olduğu Nurettin Topçu ile Millî Mücadelenin ve Millî şairimiz M. Âkif Ersoy’un tanıtımını sağlamak ve bunun hakkını vermek, fikirlerini yaşatmak için büyük bir mücadele içinde geçen ömrünü, 77 yaşına sığdırmaya çalışan “sırlı bir ağabey” olarak tanımladı.

Onun yazdıkları ve söylemleri kadar, yaşantısı ile de önderlik yaptığını aktaran Arıcan, konuşmasını lisans ve lisansüstü yükseköğrenim öğrencilerine yönelik D. Mehmet Doğan burslarına başladıklarının müjdesini vererek sürdürdü. Millî Müdafaa Caddesindeki TYB’nin eski genel merkezinde D. Mehmet Doğan Anı Odası düzenleyeceklerini, Vakıf bünyesinde D. Mehmet Doğan Araştırma Merkezi ile D. Mehmet Doğan Üniversitesi hayâlini diri tuttuklarını aktardıktan sonra konuşmasını tamamladı.

Açılış konuşmaların akabinde, kitabı hazırlayan eğitimci, şair-yazar Adem Karafilik ile şair-yazar Vedat Güneş kitaba dair bir söyleşi gerçekleştiler.

Ömer Faruk Arlı moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide, her iki isim de kitabın doğuş hikâyesiyle, onun Ankara sevdasını dile getirdiler.

Samimiyet – Adanmışlık - Mütefekkir

Eğitim Uzmanı, Şair Yazar- Yayıncı, Adem Karafilik, D. Mehmet Doğan ile ilk defa 1978 yılında tanıştığını, 1982 yılından bu yana daha yakın bir mesai içinde bulunduklarını, samimiyeti, adanmışlığı ve mütefekkir yönleriyle çok özel anılarının olduğunu söyleyerek kısa kısa örnekler verdi.

D. Mehmet Doğan hem bireysel, hem de kurmuş olduğu kurumsal yapıların altında yapmış olduğu çalışmalarla çok büyük bir coğrafyaya ve farklı kesimlere ulaştı, çalışmalar yaptı ve kalıcı eserler bıraktığını söyledi.

“Nurten Lahi hanımefendinin fikir öncülüğünde, Vedat Güneş dostumuzla hazırladığımız bu kitap; onunla yolları kesişen, birlikte çalıştığı yol aldığı, omuz omuza olduğu, dostlarının ve arkadaşlarının kaleminden, bu büyük dava insanı ile yaşadıkları hatıraları ve onun hakkındaki görüş ve düşüncelerini bir araya getirmeye gayret ettik. D. Mehmet Doğan, TYB’nin kurucu ve Şeref Başkanı olarak, yalnızca edebiyat ve düşünce dünyasında değil, Türk toplumunun millî değerlerine sahip çıkma noktasında da derin izler bıraktı. 50’ye yakın eser, yüzlerce konferans, söyleşi ve gazete yazısıyla, Türk dilini ve kültürünü koruma mücadelesi veren bir öncüydü. Özellikle Türkçe sevdalısı olarak bilinir; dilin, bir milletin ruhu ve kimliği olduğuna inanan bir yazar olarak, dilimize yapılan her türlü saldırıya karşı yılmadan mücadele ettiğini, eserleriyle iz bıraktı.” Diye duygu düşüncelerini aktardı Karafilik.

Konuşmasında duygusal anlar yaşayan Adem Karafilik, “onu bir kitap anlatamaz. Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz sözünün de en güzel örneğidir.” Dedi.

O bir rehber, o bir ışıktı

Kitabın yazarlarından şair ve yazar Vedat Güneş yaptığı konuşmada

“D. Mehmet Doğan, bir abi, bir baba mertebesinde idi benim için. Ne zaman bir sıkıntım olsa dinler, sonra da yol gösterirdi. Onun için söylenecek birbirinden güzel çok şeyler var. O bizim için bir rehber, bir ışıktı. Yokluğunda eserleri her daim rehberimiz olmaya devam edecek” dedi.

“D. Mehmet Doğan ağabeyle uzun yıllar birlikte oldum. Yurt içi, yurt dışı programlara katıldım. Radyo birlikte program yapımcılığına başladığımda da; “Sen, Semt Semt Ankara programlarını yapacaksın” diyerek, Ankara üzerine uzmanlaşmamın yolunu açtı. Ankara üzerine yazılmış roman, şiir, deneme, tarih araştırmaları, salname ne varsa okuyup metin yazarlığı yaptım. Özellikle Cuma günleri onunla Ankara Kalesi civarındaki camilere Cuma namazı için gittiğimizde anlattıkları hâlâ kulaklarımda. Onunla Ankara’dan Siirt’te yaptığımız yolculuk, azizim hitabı, Türkçe’nin 11. Uluslararası Şiir Şöleni (ki Tataristan’da yapılmıştı) unutulmaz hatıralarla doludur. Doğan’la özel anılarına değinerek, Safahat okumalarından aldığım hazzı da burada söylemek isterim.” dedi.

Adem Karafilik ve Vedat Güneş, kitabın Ankara’daki okullarda ücretsiz dağıtılması için katkı sunan Seçil Giyim müsteciri Faik Güngör’e teşekkürlerini iletti.

Tüm katılımcılara “Dostlarının dilinden D.MEHMET DOĞAN” isimli kitabın hediye edildiği programın sonunda, konuklara helva ikramı yapılırken kitapta emeği geçen isimlere, günün anısına birer berat takdim edildi.

Program, hatıra fotoğraflarının çekilmesini müteakip son buldu.